Adı Mitolojik Hikayelerde Geçen Çiçekler

Günümüzde birçok özel çiçek türü mitolojik hikayelerin ana konusu olmuştur. Hayatımızda sembolik açıdan önem taşıyan çiçeklere özellikle Roma ve Yunan mitolojisinde rastlamamız mümkün.

Günümüzde birçok özel çiçek türü mitolojik hikayelerin ana konusu olmuştur. Hayatımızda sembolik açıdan önem taşıyan çiçeklere özellikle Roma ve Yunan mitolojisinde rastlamamız mümkün.Çiçeklerin günümüzdeki anlamlarını kazanmasını sağlayan mitolojik hikayelerden biri Nergis çiçeğinin hikayesi ile başlıyor.

Nergis Çiçeği -Narcissus’un Hikayesi

Günümüzde kullanılan “narsist” kelimesinin doğuşu Roma mitolojisinin önemli figürlerinden olan Narcissus’tan gelmektedir. Efsaneye göre Narcissus, bir peri ile tanrının oğlu ve yakışıklılığıyla ünlenen bir erkekmiş. Öyle yakışıklıymış ki onu gören her kadın heyecanlanır ve aşık olurmuş. Aynı zamanda Narcissus kendini öyle beğeniyormuş ki hiçbir kadını kendine layık görmüyor, hayatına aldığı her kadının kalbini kırıyormuş. Hikayenin Roma versiyonuna göre Narcissus’a deli divane olan güzeller güzeli Echo bir su perisiymiş. Birgün Narcissus’a aşkını ilan eden Echo çok sert bir şekilde reddedilmiş. O kadar üzülmüş ki aşkından ne bir yemek yemiş ne bir damla su içmiş.Öylece eriyip gitmiş ve ardından yalnızca sesi kalmış. Ne zaman birisi dağlara taşlara ona seslense tekrar etmiş. Kendisini bu hale getiren Narcissus için  “O da benim gibi sevsin ve o da benim gibi kavuşamasın.” diye ah etmiş.

Bunları görüp işiten intikam tanrısı Nemesis, Narcissus’ cezalandırmak için onu gölete doğru gitmesi için büyülüyor. Göletin yansımasında kendini gören Narcissus, kendi görüntüsünden öyle bir büyüleniyor ki sevipte kavuşamamanın acısıyla Nergis çiçeğine dönüşüyor.

Anemon (Dağ Lalesi) - Adonis’in Hikayesi

Anemon’un acı hikayesinden Yunan mitolojinde bahsedilir. Hikaye 2 tanrıçayı, Persephone ve Aphrodite, etkisi altına almış yakışıklı Anemon’un doğumuyla başlar. Aphrodite, Anemon’u görür görmez aşık olur ve ona bakması için yer altına, Persephone’nin yanına götürür. Ancak Aphrodit kadar Persephone da Anemon’a aşık olmuştur. Anemon’u aralarında paylaşamayan 2 tanrıçayı gören Zeus duruma el atar ve 1 yılın yarısında Anemon’un Aphrodite ile, diğer yarısında ise Persephone ile yaşamasına karar verir . Aphrodit ile olduğu bir zamanda ormanda yalnız gezen Anemon, oldukça güçlü bir yaban domuzu saldırısına uğrar.Aphrodite bu haberi duyar duymaz onun yanına gider ama artık çok geçtir. Acısından ve üzüntüsünde çok ağlamaya, şiirler okumaya başlar. Aphrodite’ın toprağa düşen her bir gözyaşlarının arasında kırmızı tap taze bir anemon çiçeği açıyor. Diğer bir adıyla Dağ Lalesi olarak bilinen anemon çiçeği, günümüzde kayıpları ve karşılıksız aşkı temsil ediyor.

Sümbül-Hyacinth Hikayesi

 Hyacinth ve Apollo çok samimi arkadaşlardır. Beraber sık sık disk attıkları, eğlendikleri zamanlar çok olmuştu. Hatta hikayeye göre o kadar samimilerdir ki hikayelere göre Apollo ile Hycainth birbirlerine aşk besliyordur. Bir bahar günü beraber disk atma oyunu oynarken, Apollon’un diski Hyacinth’in tam alnına isabet eder. Disk o kadar güçlü atılmıştır ki Hyacinth oracıkta ölür. Apollon delicesine açık olduğu Hyacinth’i kollarına alır ve yaptığı bu büyük hatadan dolayı ağlar. Ağlarken Hyacinth’e söylediği her sevgi sözcüğünde ise sümbüller açıverir.


whatsapp facebook twitter linkedin pinterest


Benzer Makaleler